MERHABA..

Hepinize merhaba...Ben bir mutfak aşığıyım. Mutluyken ,hüzünlüyken ,huzurluyken ,sıkılmışken ,genelde gece uyku tutmamışken mutfakta ya bir şeyler yaparken bulurum kendimi yada maalesef yaptıklarımı yerken...Çocukluğumdan beri gelen bu aşkı, merakı ,öğrendiklerimi sizlerle paylaşmaya sizin paylaşacağınız fikirlerle tariflerle yeni mutfak maceraları yaşamaya karar verdim .Sizler sayfama bende aranıza hoş geldik ...


26 Kasım 2014 Çarşamba

TAVUKLU KEREVİZ ÇORBASI

bol sebzeli tavuklu kereviz çorbası
 Malum Ankara ' ya ilk kar düşmesiyle kışın geldiğine iyice ikna olduk. Çorba benim için her zaman sofranın baş tacı ama özellikle kışın vazgeçilmezler arasındaki yerini alıyor. Kaan da tanıştığı ilk yemeklerden biri olduğu için mi bilmem çorba yemeye daha kolay ikna oluyor. Ancak bizim evdeki beyler maalesef bazı sebzelere karşı biraz mesafeli . Bu yüzden en azından en güzel ve lezzetli halleriyle sunup onları ikna etmeye çalışıyorum . Sizin evlerde de aynı izlenim varsa yada zaten kerevizi ve çorbaları seviyorsanız bu tarifi mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Hem oldukça doyurucu bir çorba oluşuyla  ,hemde pişerken kereviz yapraklarının mutfağa saldığı mis gibi koku sebebiyle kesinle beğeninizi kazanacaktır . Buyurun malzemelere..
bol sebzeli tavuklu kereviz çorbası
2 orta boy kereviz ve yaprakları
1 küçük kuru soğan
2 diş sarımsak
2 küçük boy havuç
2 but yada 1 göğüs eti haşlanmış tavuk ve suyu
1 lt kadar su
az miktarda sebzeleri sotelemek için zeytinyağı
1 avuç kadar kırılmış spagetti yada noddle ( erişte de tercih edebilirsiniz )
tuz ve karabiber
Terbiyesi için : yarım limon suyu ve 1 yumurta sarısı

Rendelediğiniz soğan ve sarımsağı sıvı yağda hafif soteleyip daha sonra küp küp doğradığınız kereviz ve havuçları ekleyerek soteleme işlemine devam edin. Tavuk suyunu ve suyu ekleyerek sebzeler hafif pişene kadar ağzını kapatıp kaynamaya bırakın. Sebzeler biraz yumuşadıktan sonra didiklediğiniz tavuğu da tencereye ekleyin. Bu arada küçük bir kasede limon suyu ve yumurtaya sarısını iyice çırparak terbiyeyi hazırlayın. Çorbanın kaynayan suyundan bir miktar alıp terbiyeyle özleştirin. Daha sonra yavaş yavaş bir süzgeç kullanarak çorbanın terbiyesini ekleyin. ( çorba suyundan eklerken pişen yumurtalarla tortulaşma olursa süzgeç sayesinde çorbanıza karışmasını engellemiş olursunuz. Terbiyeyi eklerken çorbayı mutlaka karıştırın. ) En son aşamada tercih ettiğiniz makarnaları ve ince ince doğradığınız kereviz yapraklarını ekleyerek pişirin. Eğer makarnaları ekledikten sonra çorbanızın kıvamı yoğun olursa sıcak su ekleyerek açabilirsiniz. Kereviz yapraklarını da ekledikten sonra bu müthiş karışımın mutfağınıza yaydığı kokuya bayılacaksınız. Deneyenlerin ellerine sağlık .. İçimizin hep ısındığı güzel bir kış olsun .. SEVGİYLE...


18 Ekim 2014 Cumartesi

BULGURLU PEMBE SALATA İLE SOFRANIZA RENK KATIIN

BULGURLU PEMBE SALATA

Sonbaharın tam ortasında sofralarına biraz renk katmak isteyenler için bu tarif. Her ne kadar yağmuru , sarıdan kırmızıya çalıp dökülen yaprakları , hüznünü sevsem de sonbaharın ,üşümeye başladığımda işler değişiyor benim için . Aklımı soğuyan havalarla birlikte son iki senedir kurtulamadığım gripler mi başlayacak korkuları sarmaya başlıyor. Neyse en güzeli şimdilik kış olumsuzluklarını bir köşeye bırakıp sonbaharın tadını çıkarıp tarife dönmek.
Bu tarif hem sunumu hem de tadı açısından benim favorilerimden .. Yapılışı da oldukça pratik. Tarifi dilediğiniz gibi lezzetlendirip tarifi daha da zenginleştirebilirsiniz. İşte bu basit ve lezzetli aparatif için ihtiyacınız olanlar..

1 su bardağı pilavlık iri bulgur 
2 su bardağı acılı şalgam suyu ( dilerseniz acısızda olabilir ) 
mısır
dereotu
salatalık turşusu
zeytin yağı 
limon suyu 
tuz karabiber

Bulguru  şalgam suyuyla haşlayıp demlenmeye bırakın. Daha sonra sonra diğer malzemelerle karıştırarak servis yapın. Ben kek kalıbına doldurup ters çevirerek şekil verdim . Ortasını da dereotu ve yeşilliklerle süsleyerek servis yaptım. 
Yapanların ellerine sağlık . Şimdiden afiyet olsun . Pembe salata masalarınıza renk ve keyif katsın =) 

1 Ekim 2014 Çarşamba

BAHARATLI TUZLU KURABİYE

BAHARATLI TUZLU KURABİYE
Merhabalar ..Malum bayrama az kaldı. Tatile kaçmayıp bayramı evinde geçirenler için hem sabah kahvaltısında sıcak sıcak yiyebileceğiniz hemde misafirlere ikram edebileceğiniz bir tarifim var bu gün . Aslında genelde hep tatlılar akla gelir bayram hazırlıklarında. Mutlaka önüne geçilemez ama benim gözüm de , midem de tatlılardan bayılıp tuzlu bir şeyler arar mutfakta . Şöyle güzel bir peynir çay ve hafif acılı tuzlu bir kurabiye . İlginizi çekerse buyurun tarife..

125 gram tere yağı
1 su bardağı ( küçük su bardağı ile ) sıvı yağ
1/2 çay bardağı sirke ( ben genelde elma sirkesi tercih ediyorum )
1 tatlı kaşığı mahlep
1 tatlı kaşığı tuz
1,5 tatlı kaşığı şeker
1 paket kabartma tozu
1 yumurta ( beyazı iç hamur için sarısı üzerine sürülecek )
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı pul biber
Aldığı kadar un  ( elinize çok yapışmayan yumuşak bir hamur olacak )
üzeri için :
çörek otu ve susam ,dilerseniz parmesan peyniri

yumurta sarısı ve üzeri için olan malzemeler hariç diğer tüm malzemeleri karıştırın ve yoğurun. Ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde ettikten sonra hamuru streç folyoya sarıp 20 dakika kadar dolapta dinlendirin. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine cevizden biraz daha küçük parçalar halinde yuvarlayarak dizin. 170 derecede üzerleri kızarıncaya kadar pişirin.

Deneyenlerin ellerine sağlık . Şimdiden afiyetle ...





29 Eylül 2014 Pazartesi

FIRINCI ORHAN DA DAMAĞINIZ ŞENLENSİN İSTER MİSİNİZ...


Merhabalar. Uzun zamandır ortalarda görünmeyen ben en sonunda keyifli bir akşam yemeğinden sonra aranıza dönüş yapmış bulunuyorum. Umarım artık bu son ara veriş olur. Lafı daha fazla uzatmadan sizlere Ankara Çukurambar daki Fırıncı Orhan nın lezzetlerinden bahsetmek istiyorum .
Eğer sizde güzel bir akşam yemeği yemek yada özel günlerinizde dostlarınızla şık bir sunumla güzel bir servis almak isterseniz Fırıncı Orhan a kesinlikle bir şans vermelisiniz.
ÇENE ÇARPAN ÇORBASI
Masanın güzelliğinden gözlerimi aldıktan sonra ilk sırada Çene Çarpan Çorbası vardı . İsmi ilk başta esprilere sebep olsa da ,yağmurlu bir akşam için bana çok güzel geldi. İçeriği oldukça zengin ve lezzeti güzeldi.Tüm restoranlarda gelen klasik çorbalar yerine farklı hemde güzel olması benim hoşuma gitti. Çenem çarpılmadı ama içim ısındı =)
MEVLANA PİDESİ
Sıra mevlana pidesinde. Her ne kadar pideyi pidecide balığı balıkçıda yeme fikrini benimsesem de Fırıncı ön adını hakeden bir pide idi. Masadaki herkes tarafından geçer not aldı. Ben daha önce Fırıncı Orhan nın Ümitköy şubesinde patlıcanlı pide yemiştim ve bayılmıştım.Maalesef daha sonra menüden çıkardılar.
KESTANELİ KUZU ETİ
İşte masanın en beğenilen suyuna ekmek batırılıp tabaktan silinip süpürülen yemeği kestaneli kuzu eti. Etin tadı ve kestaneyle uyumu gerçekten çok çok güzeldi.
KUZU PİRZOLA FIRIN
Ana yemek kuzu pirzola fırın . Sunumu , tadı oldukça güzel . Ama önemli bir not sadece cuma günleri menüde yer alıyor.
MARAŞ DONDURMALI ISLAK KEK
Tatlısız olmaz elbette ıslak kek çok sevmesem de arasındaki Maraş dondurmasıyla beraber beğendim.Ama ne yalan söyleyeyim çatalın ucuyla şölee bir tadına bakabildim . Ama tatlıyı çok sevenler eminim hayır demeyeceklerdir.

 İşte böyle ..Fırıncı Orhan nın menüsü geniş lezzetleri güzel. Ayrıca Ankara da bir çok yerde de şubesi var . Benim en çok beğendiğim Çukurambar daki .
  Ve en önemlisi bizleri böyle güzel bir gecede buluşturduğu ve tekrar blog yazmama vesile olduğu için Markör Markalaşma Ajansı na ve ekibine teşekkürler .. SEVGİYLE

25 Şubat 2014 Salı

HAYDİ HAFTA SONU TATİLİNE BOLU GÖLCÜK TABİAT PARKI -1-

GÖLCÜK MİLLİ PARKI DOĞAYA MERHABA

Merhaba geçtiğimiz hafta sonu  uzun zamandır iple çektiğim gezi programını en sonunda gerçekleştirdim. Ankara 'yı bir çok yönüyle çok sevsemde hafta sonları alışveriş merkezlerinin kölesi olma durumundan nefret ediyorum.Hep şöyle yakın bir yer yok ki gidip görelim bir temiz hava alalım diye yakınıp dururuz ailecek.Benim gibi düşünenler için harika bir yer keşffettim.




Bolu Gölcük Milli Parkı Ankara 'ya yaklaşık 250 km uzaklıkta 2 sat 15 dakika mesafede. Ankara -İstanbul otobanından bolu doğu çıkışından çıktıktan sonra Bolu yönünde ilerleyin. Yedi göller yol ayrımını geçtikten sonra Termal ve Seben tabelalarını takip edin. Maalesef Gölcüğe ait bir tabela göremedim ben .Eğer GPS den yardım alacaksanız GÖLCÜK MİLLİ PARKI  yada TABİAT PARKI olarak arama yapın yoksa yanlış adreslere yönlendirilebilirsiniz.

MİNİK ADAM ETRAFI KEŞFFEDECEKMİŞ 

Gölcük bir yapay göl olmasına rağmen doğa onu o kadar güzel içine almış ki manzara sizi şaşırtıyor. Etrafında yürüyüş yaparken sakın fotoğraf makinenizi unutmayın .Etrafta alışveriş yapabileceğiniz bir yer yok . Bu yüzden restoranı kullanmayacaksanız önceden alışveriş yapıp gitmenizde fayda var. Eşimin en büyük hobisi balık tutmak olduğu için  daha önce baktığımda bazı internet sitelerinde yasak olduğu yazıyordu fakat kapıdaki güvenlik görevlisi  bize tam bir bilgi veremedi.
Bolu Gölcük Tabiat Parkına ulaşırken 

Aynı zamanda konaklamak isteyenler için tabiat parkının etrafına belediye tarafından Gölcük Kırevleri adı altında bungolowlar da yapılmış . Geceliğinin kahvaltı dahil 300 Tl olduğunu öğrendik. Ama balık konusunda olduğu gibi bu konuda da çok ilgili değillerdi.=)

 Gölün tam kıyısında Gazelle Kır Gazinosu var. Yemekleri oldukça güzel . Biz 3 porsiyon ızgara et ve salata ve içeceklere 90 TL ödedik . Manzaranın verdiği huzurdan mı temiz havadan mı bilmem öyle acıkmıştım ki çokkk çokk beğenerek yedim. Oldukça güzeldi.Çaylar da içildikten sonra artık bizim için yola çıkma vakti.
Hayırrr daha bitmedi Ağva ' ya gidiyoruz =)




Önceden arayıp bilgi almak isterseniz Gölcük Gazelle Kır bahçesi ve kır evleri rezervasyon için Telefon numarası 0374 2628999


GAZELLA RESTORANT


18 Şubat 2014 Salı

ANKARA 'DA PATİLE İLE SINIRSIZ TATLARA VARIN


Merhabalar ,uzun zamandır yazılara ara verdiğimin farkında olup bir türlü bilgisayarın başına oturamıyordum ki ,Markör Markalaşma Ajansının ,evimin hemen çok yakınında açılan Patile davetiyle kendime geldim. Hem sevdiğim blog yazarlarıyla buluşup sohbet etmek hemde Patile 'nin gerçekten sınırsız olan yemeklerinin tadına varmak çok iyi geldi . Bu yüzden yazının en başından Patile'nin sahibi Ata Bey'e ve Markör ekibine çok teşekkür ediyorum. 


zeytinyağlı ve meze tabağı 
Gelelim Patile 'nin lezzetlerine ... Öncelikle tüm lezzetler kesinlikle ev tadında .evde yapamayanlar yada vakti olmayanlar içinde anne eli tadında diyebiliriz :) .33 çeşit zeytin yağlısı,mezeleri, ana yemekleri,mantısı kebap türleri kurabiyeleri ve tatlıları büyük bir özenle evimizde kullandığımız zeytinyağı ve çok kıymetli olan sade yağ ile hazırlanıyor.En güzel yanlarından biri de menüde olan tüm lezzetleri eve siparişte verebilmeniz.Aniden gelecek misafir için büyük bir kurtarıcı . 



PATİLE (Elazığ gözlemesi ) 

Patile 2003 yılında ilk şubesini yine Ankara 'da Birlik mah. açmış . Dolayısıyla  şehirde oturanlarda bu lezzetlere ister evlerinde isterlerse yerinde ulaşabilirler. Adını Elazığ gözlemesi olarak bilinen Patile 'den alıyor. Farklı ve güzel bir tat . İçerisinde Malatya peyniri ve kuru soğan var . Kuru soğanla arası iyi olmayanlar için isteğinize göre başka malzemelerle de hazırlayabiliyorlar. Sunumu da tadı da oldukça güzel.


PATİLE 



Patile 'nin geniş menüsünden tattığımız diğer bir lezzeti de mantı . Bir Kayserili olarak dışarıda mantı yemek fikri çok hoşuma gitmese de lezzeti oldukça güzel . Öyle midenize oturan mantılardan değil.Bu arada unutmadan söyleyeyim işletmede et seçimine de oldukça önem veriliyor. Ata bey tüm malzemelerde olduğu gibi et konusunda da oldukça titiz. 
SEBZELİ TAVUK


ÇÖKERTME KEBABI ( BONFİLE İLE HAZIRLANMIŞ ) 
Masaya özenle gelen tüm yemeklerin azar azar tadına baksam da aklım oturduğumuzdan beri bahsedilen Dolanger tatlısındaydı. Gerçekten çok güzel . Çıtır çıtır mis kokulu Dolanger Tatlısını mutlaka tatmalısınız. 

DOLANGER TATLISI 
İşte böyle canınız ev yapımı doğal lezzetler çekiyorsa ,yada aniden bastıran misafirleriniz için Patile 'ye mutlaka uğrayın. Ben tekrar bu güzel davet için Markör ekibine ve Patile 'nin tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum. Görüşmek üzere..:)